7 Mayıs 2012 Pazartesi

Sırf o söylediğin iki cümle yüzünden sayfalarca yazabilirim, söylediğinin bu kadar basit olmadığını anlatabilirim, bağırabilirim, ağlayabilirim ama bunları yapacak gücü kendimde bulamıyorum şuan. Aklımdan yığınla kelimeler geçiyor ama hiçbiri düzgün bir cümle olmak istemiyor şimdi, cümle olup okunmak istemedikleri gibi uyumama da izin vermiyorlar oysa ki gözlerim ruhum kadar acıyor

4 Mayıs 2012 Cuma

mutsuzluk

bazen, sabahın hiç bilinmeyen saatlerinde, çok tanıdık sebeplerden ötürü uyuyamadığını görmektir.

bazen, hiç kimsenin umrunda olmadığını, duygularının değersiz görüldüğünü farketmektir.

bazen, insanların sikik egolarının tatmin edicisi olduğunu bilmektir.onların sırf egolarını tatmin etmek için sizinle olduğunu, olacaklarını bilmenizdir.

her sabah ağlamak için bir sürüsepet sebebiniz olduğunu görebilmenizdir mutsuzluk.

siz o nasıldır diye merak ederken, onun sizi, sizin onu düşündüğünüz kadar düşünmediğini bilmektir bazen.

bazen, bir kitap satırı arasında tanımlanmış olan aşkın, hayatınızı alt üst edebilecek kadar ağzınıza sıçtığını farkettmiş olmanızdır.

bazen, bazen sadece güzel bi gülüşe sahip fotoğrafa bakmaktır.

çocuk olabilmek için yaptığınız tüm çabalamalarınızın, hayal katillerince alaşağı edilmesini sadece sessiz ve suskun izlemektir.

mutsuzluk, bazen acıdan ağlayamaz vaziyete dönüştüğünüzü görmektir.

sus(turul)maktır. susmak zorunda kalmaktır.

sessizlikte maruz kaldığınız kendinize işkenlerinizde ki hüzündedir.

ve ve yeni baştan, sürekli başladığınız noktada bulunduğunuzu görmektir.

mutsuzluk, bir 'peki' cümlesine yüklenilmiş çaresizliklerdedir. acıdır, acıtır
Bazen hayatın çok boş oluğunu düşünüyorum yani o kadar boştu geliyor ki anlatamam, o boşlukta bile bazı insanlarla geçirdiğim zamanlara acıyorum sonuçta başka insanlarla da o “değerli” zamanını geçirebiliyorsun, sonra bana dönüp de ama senin yerin farklı ayakları yapmalarından bahsediyorum. Hayır okuyorum görüyorum sonra kendime kızıp kötü hissediyorum. Kendimle tek derdim insanlara hayır diyemem işte aslında kafama takmamam gereken küçük bir şeyi bile kafaya takar oluyorum, suç kimsenin değil suç benim biliyorum. Ağrıma giden başka bir şey ise benle yaşadığınız sahte sahneleri başka insanlarla da yaşamış ve yaşıyor olmanız, belki de ben bu yüzden vurdum duymazım, bu zamanımı onlarla geçirmektense kendime kalarak beni dinliyorum, gerçekten sevdiğim insanlarla zaman geçirmeyi seçiyorum anlıyor musunuz? Hayır anlamıyorsunuz.
Üstüme bol gelen giysiler giyiyorum. Yakışması için çabalıyorum. Üstümde güzel durması için kendimi kandırıyorum, kandırıyorum. Yanıma geliyorsun sadece küçük bir düğme kopartıyorsun ruhumdan;düşüncelerim ile kalbimi bağlayan yerden. Hızlıca çekip kopartıyorsun, dikiş izleri kalıyor.Kanamaya başlıyorum yeniden gözlerimi karartıyorsun azar azar.Yakışmamış olanı iyice çirkinleştiriyorsun. Sana bu konuda da yardımın çok, tek değilsin, birlikteyiz.İzler ruhumu parçalıyor, imgelemlerimin ne hale geldiğinden bahsedemem bile. Yakışmıyor ruhuma, yakışmıyor bana.

22 Ocak 2012 Pazar

etrafımda olup biten ne varsa burdan paylaşma isteği oluşuyo içimde =) bu sabah uyanıp kahvaltı için aşağı inmemle başladı bütün olay =) kaldığım yurtta temizlik işini üstlenen dört tane teyze var teyze dediysem 35-40 yaşında hatunlar işte saygıdan teyze diyorum ki zaten ben benden 8 yaş büyük kantincimize bile amca diyen tiplerdenim neyse konu bu diil:DDişte herneyse kahvaltıya indik açık büfe (!) kahvaltı çeşitlerimiz var :D tabağıma yiyebiliceeğim türden şeyler alırken birden anlım böyle çıldırasıya kaşınıyo bıraktım tabağı falan hatır hutur kaşıyorum anlımı ne alakaysa anlım sabahın köründe niye kaşınır hiç anlamam :D neyse işte kaşınırken teyzelerden bi tanesi farketti beni ''aman kuzum uykunu alamadın mı sen?'' falan gibisinden bişeyler söyledi bende hemen ev kedisi modunda cevap verdim''haaayouuur teyze'' diyorum ama gör sanki anneme naz yapıyorum teyze ''gel bakalım sen'' dedi aldı karşısına beni başladı anlımı kaşımaya  ama nası bi kaşımak anlatamam sanırsın ki kadın masaj yapıyo =)hakkını yemiyelim geçti kaşıntım saolsun =) neyse oturduk kahvaltı ediyoruz teyzeler koyu bi sohbette ben de ister istemez kulak misafiri oluyorum ama dikkatimi de çekmiyo diil =) konu şu aldıkları  paranın nasıl değerlenmesi gerektiği sonra kocalarına paralarının kaptırılmaması gerektiği falan ama ben hem dinliyorum hemde gülmekten yarılıyorum tabi onlar onlara güldüğümü anlamıyolar =) şakaa maka Türk kadınları gerçekten vefakarmış yani çevremdeki örnekler gözümü açtı diyebilirim.hatunlar akaşama kadar çalışıp akşam gidip birde kocalarının gönlünü hoş tutma çabasındalar .kadın dediğin güçlü olucak abi ben bilmem ilerde kocamla mutlu bi hayat sürmek istiyosam mutlu çiftleri gözlemlemem gerekli biliyorum ve sanırım benim mutlu çift aramama gerek kalmadan onlar tüm gerçekliğiyle kendi hayatlarını gözler önüne seriyorlar saolsunlar =) yaşamayı seviyorum ,insanları seviyorum ve düşünür gibi yaparak gözlem yapmayıda seviyorum hayattayım ve nefes alıyorum şükürler olsun sana rabbim =)=)
Gecenin kör saatinde bir kabustan uyanmışsam, yataktan çıkar çıkmaz önce aynaya bakıyorum. Ne bir bardak su içiyor, ne de yüzümü gözümü yıkıyorum. Önce doğru aynaya... Beni uyutmayanı arıyorum yüzümde, en çok da gözlerimde. Aksiyle konuşan bir yüzüm var. Şanslıyım bence. Önce gözlerime baktım. Baktım, baktım yine baktım. Sonra boynuma kaydı gözlerim. Bazı kadınların boynunda gördüğüm o enlemesine tek çizgiyi aradım. Aradım, aradım, bulamadım. O sakin, evcimen, kendi halinde çizgi benim boynumda yok. Etine dolgun boyunlardaki, o yumuşak, o enlemesine çizgi yok bende. Gecelerdir karabasanlarla tek başına savaşan ben, tek başına bir suçlu aramalı mı karar veremedim. Suçlanacak biri varsa, önce işe kendinden başlamalı ya hani insan. Başladım ama bitiremedim. Olmayan bir çizgiyi suçlamak hangi sorunu çözer ki bilemedim. Aynada boynuma baktım, baktım, baktım... O sıcak, yumuşak, evcimen, o enine tek çizgiyi aradım. Aradım, aradım ama bir türlü bulamadım...
ders çalışmam gereken haftalar boyunca hep kitap okudum. bu arada 2 kitap bitirdim birine devam ediyorum;)mutlu şarkıları seviyorum ama bir süre sonra onlardan mutlaka sıkılıyorum. genelde mutlu şarkılar benim için bir süre boyunca sürekli ...ama sürekli dinlediğim sonra da çok fazla dinlemekten sıkıldığım için tekrar dinleyemediğim şarkılar oluyorlar. bunun tek istisnası da Mabel Matiz ''şüpheli şarkının şairi'' 2 yıldır bu şarkıyı dinlemekten hiç sıkılmadım. bir kere bile karşıma çıktığında ee geçeyim ben bunu demedim. her dinlediğimde de gerçekten 4 dakikalığına çok mutlu, çok huzurlu hissettim.bir de ben bu şarkının içinde yaşamak istiyorum. bunca zaman sıkılmadıysam bundan sonra da sıkılmam. ne mutlu, ne korunaklı bir dünya olur bana . neden böyle imkanlarımız yok ki, bir şarkının içinde yaşamanın mümkün olacağı günlerin özlemindeyim...
Çok mutlu anlardaki problemin ne olduğunu buldum. -Ben zaten her şeydeki problemi bulurum.- O an o kadar çok mutlu oluyorum ki o mutluluğu aslında ne kadar az yaşadığımı ve nasılsa onu kaybedeceğimi, belki bir saat sonra aynı şekilde hissedemeyeceğimi düşünüp mutlu anımın tam ortasında üzülmeye başlıyorum. Tam en güzel yerinde. Bundan daha büyük bir lanet var mıdır bilemiyorum ama yine de çok mutlu anları seviyorum. Zaten genel bir mutluluk haline inanmadığım için mutluluğun değil de mutlu anların varlığı bana çok daha mantıklı geliyor. O denli kısa süren bir şeyi bile mahvedebiliyorum tabi, orası bambaşka bir mevzu ama yine de mahvetmeden önceki kısacık vay be mutluyum saniyeleri hayattaki en değerli şeylerden benim için. Saniyeler, saniyeler...
ouf ouf yemin ediyorum asker olsam şafak daha hızlı geçerdi bir hafta var evime gitmeme ve 3 tane büt düşüne bilio musun 3 tane bea .s kaç gündür insanlıktan çıkmış bi halde dolaşıp duruyorum yurtta ,abartsız 2 gündür pijamam üstümde ve ben insan yüzü görmüyorum haa ders mi çalışıyorum? yok öyle bişey maloş topoş bi halde yukarı aşağı inip çıkıyorum yurtta .s ha bide bazen böyle arada  pencereden dışarıyı izleyip şiir falan yazıyorum ama o da bi y7ere kadar avutuyo beri .s içime sanki ergen bi emo kız kaçtı öyle daralıyorum artık ,sıkıntı üstüne sıkıntı girdiğim bütlerden 2 tanesinden de kaldım zaten of of napıcam hiç bilmiyorum biri sihirli değneğini dokundursun artık bana yoksa ciddeen katil olabilitem var yani acımam oyuncak ayımı parçalarım :DD pembe bardağım kahvaltı masam ve beni kahvaltıya bekleyen bi oda arakadaşım var ve ben hala bu yazıyı yazmakla uğraşıyorum ve inanıyorum ki bi gün evet evet bi gün bende hakettiğim yerde olucam bu ne be nerdeyim ben demiceğim kendimi tamamiyle oraya ait hissediceğim bi yer var biliyorum öyle bi yer var :D neyse  daha fazla uzatmıcam çünkü insanlar uzun yazıları okurken sıkılıyolar yani ben kitap okumayı öyle ayıla bayılan seven biriyken bile sıkılabiliyorum uzun yazılardan neyse bebişim  uzatmıycam yüzünde ufacık bir gülümseme olduysa boşa zaman kaybı deildir bu yazı benm için =) herneyse son olarak sosyal bi msj vermek geldi içimden ama yeterince sosyal diilim galiba veremiyorum :DDD farkındym bu da iğrençti ama olsun bu psikolojiyle anca bu kadfar oluyo =) her şeye rağmen GÜLÜMSE....

21 Ocak 2012 Cumartesi

  • of of  bu nedir ya nası bi güne uyandık arkadaş buhran buhran üstüne;mabel matizler,murat yılmazyıldırımlar falan hakgetire birazdan müslüm gürses dinleyip batsın bu dünya diye bağırcam o denli morelim si,nirli evimi falan özledim galiba yoksa böyle agresif böyle depresif deildim ben üf yia bütün bunlar yetmezmiş gibi bide uyuz uyuz insanlar türedi çevremde hah işte onlara multitaptan battaniyem şarkısını armağan ediyorum :DD şakaydı tabi,hayatımdaki bütün insanlar önemlidir bence hatta değerlidirler de ama işte bi kaç fire oluyo haliyle =) neyse uzatmıcam bu şeyi sevdim o yüzden habire blog yapıyorum bilemicem artık belki yazmayı planladğm ktabımın taslağını burada o0luştururum nasip tabi :DD
Bu gün günlerden ne hiç bilmiyorum ama bildiğim bi tek şey var önümde vermem gereken üç tane bütüm var ve ben resmen yusuf yusufum bildiğin mala bağlıyorum yapçak başka bi işim yokmuş gibi sanal alemden de uzaklaşamıyorum bu nedir yiaa insan bu denli boşvermiş bu denli kaaalesiz olabilir mi*oluyo işte şekil a1 :D ayrıca beni evde bekleyen bi yığın insana yea bu finaller çok boğdu çıkıp gelsem mi acep falan gibi tırt yalanlar uyduruyorum büte kaldığımı bilmiyolar öğrenselerde bişey olucağından diilde işte izzeti nefis meselesi :D sonra o gerizekalı kuzenimin hiç bütü yokmuş onunla at yarışındayız muhtemelen dedem başta olmak üzre bütün aile fertlerim o idiot kuzenimle aynı kulvardaymışız gibi kıyaslayıp durcaklar ay hiç çekememk =) saten alttan dersim bile olsa kimse bilmicek çünkü iki kişinin bindiği tır deildir :D ahaha farkındayım iğrençti ama yapçak bişey yok :DD

20 Ocak 2012 Cuma